Ânın kıymeti

Geçen geçmiştir artık; ân-ı müstakbelse mübhemdir;
Hayatından nasibin: Bir şu geçmek isteyen demdir.

Mehmet Akif Ersoy’un ilk defa Paris’te bir kafede babamdan dinlediğim bu güzel beyitini, geçmişin yükünden veya geleceğin belirsizliğinden bunaldığım anlarda, şairin ustalığına hayranlıkla hatırlarım.

Kazası Yok

Gel gel ki cümle savm-ü salatın kazası var,
Sensiz geçen zaman-ı hayatın kazası yok.

Nesimi

bıyıklının maceraları

bıyıklı iyi bir kediydi. bıyıklıydı, çünkü o bir kediydi, sağlıklı bir kedi. adı da bıyıklıydı, kendisi de. bıyıklı derdi ona diğer kediler. insanlar ise ona sadece kedi derlerdi. bazen de pisi ya da pisipisipisi.

bıyıklının birkaç arkadaşı vardı. onların da bıyıkları vardı ama isimleri bıyıklı değildi. dikkuyruk vardı. şaşıgöz vardı. karanlık vardı. başka arkadaşları da vardı.

zaman geçti. çok mu geçti az mı geçti bilinmez ama geçti. güneş doğdu ve battı ufuklar üzerinde bilinmez kaç kere. bıyıklı gün ufka yaklaşırken esnedi. gün ufuktan yükselirken esnedi. sık sık esnedi. esnedi ve gerindi. uzandı. uzandı ve uyudu.

The Road Not Taken

The Road Not Taken

TWO roads diverged in a yellow wood,
And sorry I could not travel both
And be one traveler, long I stood
And looked down one as far as I could
To where it bent in the undergrowth; 5

Then took the other, as just as fair,
And having perhaps the better claim,
Because it was grassy and wanted wear;
Though as for that the passing there
Had worn them really about the same, 10

And both that morning equally lay
In leaves no step had trodden black.
Oh, I kept the first for another day!
Yet knowing how way leads on to way,
I doubted if I should ever come back. 15

I shall be telling this with a sigh
Somewhere ages and ages hence:
Two roads diverged in a wood, and I“”
I took the one less traveled by,
And that has made all the difference. 20

Robert Frost (1874““1963)

Okumaya devam et