Age of Empires the Conquerors’da işçi üretimi ve yönetimi

İyi bir ekonomi, zafer için şarttır. Askerlerinizi ne kadar iyi yönetirseniz yönetin, iyi bir ekonomi ile savaşınızı desteklemezseniz başarıya ulaşamazsınız. Üretiminizi hızlandırmak için işçi sayınızı en kısa sürede arttırmanız gerekir.

Duruma göre farklı stratejiler belirlenebilecek olmakla birlikte, genel bir kural olarak söyleyebilirim ki, oyunun başından itibaren işçi sayınızı toplam nüfus sınırının yarısına ulaştırmayı hedeflemelisiniz. 200 nüfus sınırı olan standart bir oyunda hedefiniz en kısa sürede 100 köylü sayısına ulaşmak olmalıdır denilebilir.

Bunun için devamlı olarak, her fırsatta şehir merkezlerinizi (Town Center, TC, ŞM) kontrol etmelisiniz ve işçi üretimini aralıksız sürdürmelisiniz.

Bunun pratik yolu, klavyde “h” tuşuna basarak şehir merkezini seçmektir. H tuşuna tekrar basarsanız bir sonraki ŞM’nizi seçebilirsiniz. “h” ve ardından “c” tuşladığınızda o ŞM’ye işçi üretimi emri vermiş olursunuz.

Oyun başlar başlamaz daima “h”+”cccc” tuşlayarak derhal ana evinize birkaç işçi çıkarma emri verebilirsiniz. Bunu alışkanlık haline getirmeniz yararlı olacaktır.

İpucu: Oyunda sadece sivil veya askeri birimleri değil, binaları da numaralandırabilirsiniz. Oyun başında ŞM’nizi “h” tuşuyla veya tıklayarak seçtikten sonra örneğin “CTRL” ile birlikte “1” tuşlarına basarak ana evinize 1 numarasını atayabilirsiniz. Bundan sonra 1 tuşuna iki defa bastığınızda ana ev karşınıza gelecektir. 1 tuşuna bir kere bastığınızda ise ana ev seçilecek ama ekrana gelmeyecektir. Böylece ana evi ekrana getirmeden ana eve emir verebilirsiniz. Örneğin haritanın herhangi bir yerini görüntülerken o sırada 1 tuşuna bir defa basıp ccc tuşlarına arka arkaya basarak ana evinize işçi çıkarma komutu verebilirsiniz ve hemen ardından meşgul olduğunuz işe devam edebilirsiniz. Pratik değil mi?

Oyun sırasında gözünüz daima ŞM’lerin işçi üretiminde olmalıdır. ŞM’ler hiçbir zaman boş durmamalıdır. İşçi sayısı 100’e ulaşana kadar işçi üretimi kesintisiz sürmelidir.

ŞM sayınızı en kısa sürede en az 3’e çıkarmalısınız. Ne kadar çok ŞM, o kadar hızlı işçi üretimi… Yeni ŞM’leri, doğal kaynakların yanına kurun. Böylece, yeni işçiler hemen çalışmaya başlayabilirler ve taşıma ile daha az zaman kaybederler. Hem böylece taş ocakları, altın madenleri ve değirmenleri üretmek için zaman ve kaynak harcamaktan kurtulursunuz.

Bir ŞM’yi “h” tuşuyla seçtikten sonra belirli bir üretim noktasına sağ tuşla tıklayarak bayrak koyarsanız, çıkan işçiler doğrudan oraya çalışmaya giderler. Dikkat etmeniz gereken nokta, örneğin altın madenine değil, altın cevherine, odun toplama noktasına değil, ağaçlara sağ tıklamanız gerektiği… ŞM’lerden çıkan işçileri bu şekilde yönlendirmeyi hiçbir zaman ihmal etmeyin ki, yeni işçileriniz onları hatırlamanızı ve haritada arayıp bulmanızı beklemeksizin koşa koşa işe koyulsunlar…

İşleyen demir ışıldar. Boş duranı Allah sevmez. Su uyur, düşman uyumaz. Unutmayın, düşman işçiler harıl harıl çalışırken sizin hiçbir işçiniz, bir an bile boş durmamalı, aylaklık etmemelidir!! Her fırsatta “.” tuşuyla boşta işçi var mı diye kontrol edin ve onları anlamlı bir işe yönlendirin.

Aynı durum askerler için de geçerlidir. Boşta bekleyen askerleri ise “,” tuşuyla bulabilirsiniz. Haritanın sağına soluna dağılmış askerler yüzünden cephede daha az askerle savaşmak zorunda kalabilirsiniz. Askerleriniz derli toplu olmalıdırlar. Askerlerin idaresi bu yazının konusu olmadığından bu konuya şimdilik bu kadar değinmekle yetineyim. Daha sonra belki bu konuda ayrı bir yazı yazabilirim.

İşçi sayısını nasıl takip edeceğiz?

Oyun sırasında işçilerinizin sayısını ve boşta duran işçilerinizin nerede olduğunu öğrenmenin, çoğu oyuncu tarafından bilinmeyen, oldukça basit ve aşikar bir yolu var…

Ekranın sağ alt köşesinde duran küçük mini harita, üç ayrı modda kullanılabilir. Ekonomik, Askerî ve Normal… Ekonomik modu seçtiğinizde, işçilerinizle ilgili tüm bilgiler karşınıza çıkacak…

Ekonomik mini map’i etkinleştirmek için, mini haritanın alt köşesindeki grafikte işaretlediğim noktaya tıklayabilir veya ALT+R tuşlarını kullanabilirsiniz.

Ekonomik mini map aktif iken, mini harita üzerinde, boşta duran işçileriniz yanıp sönerek size gösterileceklerdir.

Ayrıca F4 tuşuna basarak istetistikleri açarsanız, grafikte de göründüğü gibi, işçi sayınızı, hangi görevde ne kadar işçi olduğunu, ne kadar ticaret arabasına sahip olduğunuzu ve hatta market kurduysanız kaynakların alım satım fiyatlarını takip edebilirsiniz.

Oyun sırasında ALT+R tuşuna basıp mini map’den boşta duran işçilerinizi kontrol ettiğinizde aylak işçilerin ne kadar çok olduğunu görüp şaşırabilirsiniz.

Mini haritayı normale çevirmek için ALT+N tuşuna basabilirsiniz.

Unutmayın, verimli çalışan çalışkan işçileriniz, taşıdıkları ürünlerle birlikte dolaylı olarak askerlerinizi ve sizi zafere taşıyacaklardır.

Age of Empires 2’de renk sorunu, devam oyunları ve Red Alert 3 üzerine

Devam Oyunları

Age of Empires 2’nin modern bilgisayarlarda sorunsuz bir şekilde çalıştırılabilmesi hakkında yazdığım ipuçlarının tahminimden çok daha fazla sayıda okuyucu bulduğunu, site istatistiklerinden görebiliyorum.

Aradan geçen bunca yıla rağmen bu oyunun hala ilgi görmesi, baş döndürücü bir hızla gelişen, sürekli yeni teknolojilerin ve ürünlerin piyasaya sürüldüğü, tutunmanın çok zor olduğu oyun dünyasında, iyi bir yapımın yıllara rahatlıkla meydan okuyabileceğini, oyuncuları sadakatle kendisine bağlayabileceğini gösteriyor.

İnsan ister istemez keşke klasikleşen oyunların yeni sürümlerinde, önceki sürümlerin sevilen tarafları değiştirilmeden yeni geliştirmeler ve ilaveler yapılsa diye düşünüyor. Ne yazık ki çoğu zaman durum tam tersi oluyor. Klasikleşen oyunların sonraki sürümleri, bir başka deyişle devam oyunları, eski beğeniyi toplayamıyor. Age of Empires 2, Heroes of Might and Magic 3, sonrasında hayal kırıklığı yaşanılan klasiklerden ilk akla gelenler…

Red Alert 3

Bu noktada yeri gelmişken geçenlerde yaşadığım bir hayalkırılkığından da bahsetmek isterim. Ben bir Command and Conquer (Tiberian Dawn, 1995, kısaca “C&C”) ve Red Alert 1 (kısaca “RA”) hayranıyım. 1995 yılında C&C’nin 3 görevden ibaret demo sürümünü edinip oynadığımda tam anlamıyla vurulmuştum. O güne kadar oynadığım en güzel oyundu bu… 1995-1997 yıllarında, 486-DX işlemcili bilgisayarımda bu oyunlar dururken onları bırakıp okula gitmek zulüm gibi bir şeydi. Devam oyunu Command and Conquer Tiberian Sun’ı dört gözle bekleyen ve çıkar çıkmaz heyecanla Kadıköy-Yazıcıoğlu İş Hanı’na koşan güruhun içerisinde elbette ben de vardım.

Gel gelelim devam oyunu beklediğimi vermedi. En çok oyun görsellerindeki değişim, C&C ve RA’daki savaş havasını yansıtan soğuk gerçekçilikten, çocuksu bir çizgi film-anime havasına geçiş, beni bu seriden uzaklaştırdı. Daha sonra birçok yeni sürüm çıktı ama sağda solda rastladığım ekran görüntüleri nedeniyle bunlara pek ilgi duymadım.

Ta ki geçenlerde bu seri yeniden aklıma düştü. Red Alert 1’i LAN üzerinden nasıl oynayabileceğimi araştırırken (bundan ayrı bir yazımda bahsedeceğim), Westwood’un yeni sahibi Electronic Arts’ın, C&C familyasının ilk 10 yılının tüm üyelerini “Command and Conquer First Decade” adını verdiği derlemede, tüm eklenti paketleriyle birlikte yayınladığını, sevenlerin ise geçmişten bugüne türlü yamalar yayınlayarak oyunun güncelliğini yitirmemesini sağladıklarını gördüm. Bu çok sevindiriciydi. Bunlarla uğraşırken bari eksik kalmasın, hepsini deneyeyim diyerek Red Alert 3’ü de edindim ve denedim.

İlk olarak belirtmek mecburiyetindeyim ki, Red Alert 3 oyun içi videolarına diyecek hiçbir sözüm yok:

Öte yandan, videoları bir yana bırakırsak, oyun tam anlamıyla hayalkırıklığı… Serinin bu kadar eski bir seveni, tutkunu olmama rağmen oyunu kurmamla kaldırmam bir oldu.

Age of Empires 2 the Conquerors Renk Sorunu

Neyse, artık konuya dönsem iyi olacak. Bu yazıda bahsedeceğim sorun, Windows 7 (ve muhtemelen Windows 8) üzerinde Age of Empires 2 the Conquerors çalıştırdığınızda, çimenlerdeki yeşil rengin bozulmuş, kırmızılaşmış görünmesi…

Bu sorun için deneyebileceğiniz çözümleri aşağıda bulabilirsiniz.

Çözüm 1:

Not Defteri (notepad) açın ve

taskkill /F /IM Explorer.exe
age2_x1.exe
Start explorer.exe

satırlarını, Age of Empires 2 The Conquerors kurulum dizinine, bendeki şöyle:

C:\Program Files (x86)\Microsoft Games\Age of Empires II\age2_x1

agefix.bat adıyla veya sonu .bat ile bitecek herhangi bir isimle kaydedin. Kaydetme işlemini yapmadan önce Not Defterinde kayıt penceresinde *.* yazıp enter tuşlarsanız ve daha sonra dosya adını girerseniz, dosya adını doğru kaydetmeme riskiniz olmaz.

Oyunu bu dosyaya çift tıklayarak çalıştırdığınızda renk sorunu çözülmüş olmalı.

Çözüm 2:

Masaüstüne sağ tıklayın, “Ekran Çözünürlüğü“ne tıklayın. Bu pencere açıkken oyunu çalıştarmayı deneyin.

Çözüm 3:

Yukarıdakilerden daha kesin bir çözüm, şurada anlattığım yöntemi veya şurada bahsettiğim 1.1 yamasını deneyin, hem renk sorununu çözün, hem de oyunu yüksek çözünürlükte oynayın.

Ânın kıymeti

Geçen geçmiştir artık; ân-ı müstakbelse mübhemdir;
Hayatından nasibin: Bir şu geçmek isteyen demdir.

Mehmet Akif Ersoy’un ilk defa Paris’te bir kafede babamdan dinlediğim bu güzel beyitini, geçmişin yükünden veya geleceğin belirsizliğinden bunaldığım anlarda, şairin ustalığına hayranlıkla hatırlarım.

Revolution: İlginç konu, vasat yapım

Elektrik tüm dünyada aniden ve bir daha geri gelmemek üzere kesilirse ne olur?

2012 ABD yapımı TV dizisi Revolution, bu konuyu işliyor. Konu çok ilginç. Açıkçası daha iyi bir yapıma konu olabilirdi. Yine de bu bilim kurgu kıtlığında izlenilebilir.

1. bölüm ile ilgili gerçekçilikten uzaklık notlarımı aşağıda bulabilirsiniz:

(İzleyecek iseniz izlemeden devamını okumayın)

  1. Charlotte’un Chicago’da karşılaştığı ilk adamın aradığı amcası olması gerçekçi mi?
  2. Kimliğini gizlemeye hayatî önem veren, hayatını bunun üzerine şekillendiren profesyonel asker amca, bar ortamında, etraftakilere aldırmadan, 2 dakika önce tanıştığı insanlara kimliğini ifşa eder mi? Etti. Sonra da hemen orada bir casus bunu öğrenip arkadaşlarını çağırmaya gitti.
  3. Hayatta kalmaya her şeyden daha çok önem veren ve bu nedenle, çaresiz, öksüz, yetim, gariban yeğenine yardım etmeyi bile tüm üstün yeteneklerine rağmen reddeden amca, casusumuz arkadaşlarını çağırırken kaçmak veya tedbir almak yerine kaderine razı oldu ve vaktini içerek değerlendirdi.
  4. Adamlar gelince amcamız hepsine yalın kılıç meydan okudu ve hepsinin hakkından geldi. Oklar, kurşunlar falan işlemedi amcaya. Kara Murat teknikleri kullandı.
  5. Bölüm biterken, dünyayı ele geçirme planları yapan General Monroe’nun, bu bizim amcanın arkadaşı olduğunu görüyoruz. 20’li yaşlarında bir gençmiş meğer bizim meşhur general.
  6. Sanki dünyada sadece birbirini tanıyan bu birkaç sıradan insan var. Başka hiçbir güç, kişi yok. Tüm önemli roller aralarında paylaşılmış.

Masaüstünde Windows 8’e fazla sabredemedim

Windows 8′i cazip fiyatı (29 TL’ye edinmek mümkün) nedeniyle satın aldım ve masaüstü bilgisayarıma kurdum. Ne var ki Windows 7′ye geri dönmem uzun sürmedi. Memnuniyetsizliğimin nedenini, tablet için tasarlanmış bir arayüzün masaüstüne dayatılması olarak özetleyebilirim.

Biraz açmak gerekirse; örneğin, başlat menüsünün tam ekran haline getirilmesi, başlat menüsü öğelerinin, hassas bir fare ile tıklanmak için değil küçük bir ekranda parmakla dokunmak için tasarlanmış kocaman kutulara dönüşmesi, masaüstünün topyekün tek bir uygulama muamelesi görmesi ve kenarda açılan çubukta bu şekilde yer alması nedeniyle masaüstü pencerelerine erişmenin gereksiz bir şekilde güçleşmesi, açılan bir resim veya hatta müzik dosyasının tam ekran açılması fakat ekranda bunu kapatacak herhangi bir şey bulunmaması, diğer dosyalara geçiş için birkaç takla atılmasının gerekmesi, pencere çubuklarının ve bu çubuklardaki ikonların yok edilmesi, mesela açılan bir uygulamanın kapatılabilmesi gibi temel bir işlevin, sağ üstteki X’e tıklamak yerine, işaretçinin ekranın en köşesine sürüklenmesi, burada biraz beklenilmesi, ilgili küçük önizleme karesini bulup ona sağ tıklanıp “kapat” yazısının tıklanması gibi uzun soluklu bir sürece bağlanması ve benzeri, şu an aklıma gelmeyen birçok sinir bozucu “tasarım yeniliği” sıralanabilir Windows 8′e dair. Tamamı sadece zaman kaybına neden olan, kullanılabilirliği katleden bu yenilikler, şahsen benim için hiç de cazip değil.

Bilgisayarınız bir tablet değil ise ve Windows kullanacaksanız Windows 7′de kalmak, Windows 8 bedava bile dağıtılsa kanımca daha mantıklı…