İiii meyıl üzerine

Bu yazımızda önce Türkiye’de ii meyl kullanımının serüveninden kısaca bahsedeceğiz, sonra da ii meyl sözcüğünün garabeti üzerinde duracağız.

Türkiye’de belirli kurumlar dışında 1995-1996 yıllarında kullanılmaya başlanan ve hızla yaygınlaşan internetin ve iii meylin hayatımızdaki yeri o günden bu yana çok değişti.

Önce hepimiz hevesle superonline, ixir gibi servis sağlayıcılarından ve Hotmail, Yahoo gibi ücretsiz ii meyl sağlayıcılarından birer ii meyıl adresi edindik ve birbirimizle yazışmaya başladık. Bu yeni teknolojiyi sevmiştik.

Derken, bizzat yazdığımız ii meyillerin yerini, bir yerlerden gelen kutumuza düşen “forvırd meyıller” aldı. Hazır powerpoint sunumları, 15 kişiye “forwırd” edilmezse kötü şans getiren meyıller”¦ Bunları birbirimize gönderip eğlendik ancak bunlar da zamanla popülerliğini yitirdi.

Nihayet, bir insan tarafından yazılmış gerçek meyiller yerine iii meyil gelen kutularımızı reklam ve çöp (spam, junk) meyiller doldurur oldu. Artık ii meyıller gerçek insanlardan çok, spam botları tarafından ve ucuza reklam yapmak isteyen firmalar tarafından kullanılıyordu. Alıcının neyi alacağının gönderici tarafından belirlendiği bu teknolojinin en büyük zaafı da böyle ortaya çıktı. İi meyıl sağlayıcıları hızla buna çözüm üretmeye çalışırken, anti virüs program paketlerinin içine spam engelleyiciler de dahil edilmeye başlandı. İii meyılın tadının kaçtığı zamanlar bu zamanlar oldu. Forvırd meyillere tahammül etmek bir ölçüde mümkündü ancak spam mailler baş ağrıtıyordu. Yine de geliştirilen yöntemler bu dertten bizi büyük ölçüde kurtardılar. Arada belki yanlışlıkla spamlerin arasına karışan önemli meyıllerın sebep oldukları rahatsızlık çok önemli sayılmazdı.

İii meyılle birlikte ortaya çıkan anlık yazışma (chat) programları, ii meyılın durağan yapısından daha dinamikti ve daha hızlı sohbete olanak veriyordu. Bu nedenle bu programlar hızla yaygınlaştılar. Önce ICQ kullanıldı, herkesin bir ICQ numarası oldu. Daha küçük numara daha erken kullanımı, bu da bir çeşit prestiji ifade ediyordu bu günlerde. Turkcell`in 532`li numaraları gibi.

AOL tarafından satın alınan ICQ, yeni sürümlerinde “bloatware” bir programa dönüşmeye başlarken, Microsoft, Windows işletim sistemini “Windows Messenger” denilen bir yazılımla birlikte sunmaya başladı. Kendiliğinden çalışan ve adeta “bunu kullanın” diye gözümüze sokulan bu program kaçınılmaz olarak zamanla ICQ`nun yerini aldı Türkiye`de.

Bu arada bir de IRC furyası oldu ki ondan başka bir ara söz edeyim, konu fazla dağılmasın.

Yıl 2005`lere geldiğinde iii meyıl hala tamamen gözden düşmemişti. Bloglar ii meyıle ilk darbeyi vurdu. Sonra hızla yaygınlaşan sosyal medya siteleri, Myspace, Facebook ve nihayet “twitter” ortaya çıktı. Sosyal medya alanlarında çok daha fazla kişiye hitap edebilecek, çok daha fazla kişiye kendimizi gösterebilecekken kişisel ii meyıller yazmaya zaman ayırmak istemez olduk. Bu nedenle ii meyılı gerçek iletişim için kullanma oranı giderek azaldı. Mektuptan çok daha zahmetsiz ve masrafsız olması iyiydi, ama ii meyıl galiba biraz “fazla kişiye özel” idi. Yine de, çoğumuz mecburen, genellikle iş ya da okul gereği, ii meyil kullanmaya devam ettik ve devam ediyoruz. Öte yandan televizyon programlarında iletişim kanalı olarak ii meyıl adresi yerine facebook.com/[programadı] ve twitter.com/[programadı] verilmesi beni şaşırtmaya devam ediyor.

İiii meylin ve sosyal medyanın hayatımızdaki yeri üzerine daha uzun konuşmak mümkün ama Türkiye için geçerli olan başka bir boyutu var konunun. Dil boyutu. Biz ii meyıl için Türkçe bir sözcük bulmayı beceremedik. “iimeyıl” denilen ucube sözcük dilimize yerleşti. Hiç benimsenmeyecek bu sözcüğü benimsedik ve yaklaşık 15 yıldır zorlukla kullanmayı sürdüyoruz.

TDK iii meyıl için ilk karşılığı ne zaman ortaya attı bilmiyorum ama bir hayli geç olduğuna kuşkum yok. Güncel Türkçe Sözcük bugün, iii meyıl için elmek sözünü öneriyor. Elektronikten “el”, mektuptan “mek”, elmek”¦ Zorlama ve anlamsız, üstelik kökleri itibarıyle Türkçe de olmayan bir sözcük. İngilizce bir sözcük ile Arapça bir sözcüğün ilk harflerini birleştirince ortaya “Öztürkçe” bir sözcük çıkmıyor kesinlikle.

Bir de e-posta karşılığı türedi zaman içinde, ii meyıldan çok daha iyi olmasına rağmen bu da ideal bir karşılık değildi.

“Elektronik” İngilizce, “mektup” Arapça, “posta” İtalyanca… “Elmek” de deseniz, “e-posta” da deseniz, bunlar bırakın Öz Türkçe olmayı, Türkçe kökenli bile değiller aslında”¦ Yeni bir sözcük bulunacaksa, tutmayacaksa bile bari Türkçe kökenli olmalı ki, halk değilse de Türkçe kullanmayı önemseyenler kullanmak istesinler.

“E-mektup” ya da “ektup” denilseydi, asırlardır kullanılagelen, dilimize yerleşmiş “mektup” sözcüğü ile bağlantısı zihinde kurulabilirdi ve benimsenme ihtimali daha güçlü olabilirdi belki. Fakat bence bundan daha iyisi, basitçe, posta için “gönderi”, e-posta için “ileti” diyebilirdik başından beri. Göndermek ve iletmek Türkçe sözcükler”¦ “Mektup” sözcüğünü de asırlardır kullandığımız gibi kullanmaya devam edebilirdik.

İleti bugün elektronik mesaj karşılığında dilimize yerleşti, fena da olmadı. kısa mesaj için ısrarla “es em es” denildiğine göre, ileti sözcüğünü iii meyıle özgülemek mümkün.

İii meyıl demeye mahkum değiliz. Dile değer vermek, onu sevmek, dil ve kültür bilinci taşımak, alışkanlıkları kırma iradesi gösterebilmek dilimizi ve bizi bu ve benzeri ucubelerden kurtarabilir.

Bir yorum bırakınız